12 Mayıs 2015 Salı

Güvenilir Abiler...

Gitmeyi Yusuf Hayaloğlu'dan... Kaybetmeyi Selim'in bizzat kendisinden... İçince dünyanın kaç bucak olduğunu, İhsan Yüce'den öğrendim ki Platon sınıf arkadaşımdı bu öğrenme esnasında; başarısız bir öğrenciydi o, kurdelayı bana taktılar sadece...

İçtikten sonra nasıl dürüst oluyor insan, nasıl müthiş bir tespit canavarına dönüşüyor, bunu gösterdi bana Ali Lidar. Ben de bu konuda başarılı olamadım. Kurdelayı Haki abiye taktılar.

Sevmeyi Aruoba'dan öğrendim... Yaşama hevesini Orhan Abi'den... Hercai olmama ramak kalmıştı; yolculuklarla, sürgünlerle yaşamayı öğrenebilseydim eğer. Nereye gittiysem oraya götüremeseydim eğer aşklarımı... Ben de güzel şiirler armağan edebilirdim birbirleriyle aldattığım kadınlara. Mektupsuz bırakabilirdim onları.

Ya da ne bileyim, beni ikna edecek bir şair çıkarsa, bundan sonra sana sadece sevdiğim diyebilirim. Mesela uzaklara giden birine iyi dileklerimi sunarken, çokluk ekini atmıştım dilimden yıllar önce:

"iyi yolculuklar denmez bir gidene,
yapılamaz çünkü
çok yolculuk bir seferde.
yolcu denmez her gidene
herkes o yolun taraftarı olmayabilir
hiçbir sürgün
gittiği yolu sevmez mesela."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder